DEĞERLER NASIL ÖĞRENİLİYOR ?

DEĞERLER NASIL ÖĞRENİLİYOR ?

13.12.2017 584

Restorandayım. Yan masada çocuk (tahminen altı-yedi yaşlarında) az önce açtığı şekerin kâğıdını masaya koydu. Havada bir esinti var; rüzgâr kâğıdı masadan yere düşürdü. Anne masadan kalktı, şeker kâğıdını aldı. Kızına döndü: "bak şimdi olmadı işte" dedi." Böyle çöpleri sağa sola bırakmıyoruz. Çöpe atmamız lâzım. Sen böyle çöplerin olursa bana vereceksin, ben de onları çöpe atacağım. Ortaya bırakırsan, bak çöp gider, amcaların yemeğine girer, doğru değil. Bana ver, unutma tamam mı?"

Annenin iyi niyeti, kızına doğru davranışları öğretme çabası çok açık biçimde görülebiliyordu. Bir fırsatım olsa, ona sorsam, "hanımefendi, şu an kızınıza ne öğretmeye çalışıyorsunuz?" desem bana ne cevap vereceğini bilemiyorum. Ama benzer durumlarda en sık duyduğum cevap şu oluyor; "yere çöp atmamasını, çevresindeki insanları önemsemesini öğretiyorum" diyeceğini hayal ediyorum. Bu ikisi de aslında değerdir. Anne, kızına temizlik ve saygı değerlerini öğretmek istiyordur. Değerler çok önemlidir, şu an Türkiye'deki en önemli sorun değerler bilinci yetersizliğidir. Bu hâlâ böyle ve ne yazık ki gün geçtikçe sorunun büyüdüğünü gözlemliyorum.

Değerler konusu bütünlüklü bir konudur. Yani değerler birbirini tamamlamalı ve desteklemelidir. Anne ne yazık ki bu konuda "sınıfta kalmıştır."

Neden?

Araştırmalar gösteriyor ki bireylerin sorumluluk alma düzeyleri bir insanın ve o insanın ilişkide bulunduğu çevrenin, yani bir ülkenin ve dahası dünyanın geleceği için çok büyük önem taşıyan bir değerdir. Çocuk, bu iletişimden şunu öğrenmektedir: "Hmmm, demek ki istediğim çöpü çıkarırım ve bunu annem (yani benim dışımdaki biri) temizler. Benim kendi çöpümü temizlememe gerek yok." Bu türden bir etkileşimle sık karşılaşan bir çocuk, ileride sorumluluk alma düzeyi düşük bir yetişkin olacaktır.

İkinci olarak anne şunu görmüyor; bu çöpün yanlışlığı amcaların tabağına girebilme ihtimali yüzündendir. Çocuk buna benzer mesajları sık aldığında şunu diyebilecektir: Hmmm, demek ki kimsenin tabağına gitmeyecekse, mesela ortada rüzgâr yoksa, ya da doğrudan yere atarsam, bir taşın altına sıkıştırırsam ya da öylece sokağa bırakırsam mesele yok. Kötü olan başka insanların tabağına girmesi, diğer durumlar kötü değil. Anne çocuğa sadece insanlara saygıyı öğretmekte ama doğaya ve diğer canlılara saygıyı kavratma şansını kaçırmaktadır.

Anne ne yapabilirdi? Aslında yapacağı şey çok basit önce çocuğum çöpü masaya bırakınca ben ona bir şeyler söyleme gereği duyuyorum, bunu neden istiyorum sorusunu kendisine sormalıydı. Bu durumda varacağı nihai cevap şu olacaktı; ben kızıma temizlik ve saygı değerini öğretmek istiyorum, onun bunları keşfetmesini istiyorum Değerlerin bütünlüğünü ve tutarlılığını ve ilişki içinde olduklarını fark eden biri mesela saygı değerini herhangi bir varlığı ayırmaksızın öğrenmenin önemini de görmelidir. Anne farkında olmadan çocuğuna "bana saygı göstermene gerek yok kızım, sen kirlet, ben temizlemekle görevliyim" demiş olmaktadır. Yani hem kızına sorumluluk almamayı öğretmekte, hem de bir kişiye (ya da bazen bir gruba) saygı göstermeden saygı değerinin yaşatılabileceği yanlışına kızını yöneltmektedir.

Bunların farkında olan bir anne mesela şunu yapabilir: "Kızım, bak yediğin şekerin kâğıdını masaya bıraktın ve rüzgâr onu yere attı. Şimdi onu yerden alman gerekiyor, çünkü çevreyi kirletmememiz gerekir. Bundan hem doğa hem insanlar zarar görür, hadi kalk onu al ve çöp tenekesine at." Çocuk bu tür bir iletişime alışık değilse, yapması gerekeni yapmayı kabul etmeyebilecek, mızmızlanabilecek, kaçınabilecektir. Bu normaldir, yeni bakış açısı ve yeni bilinç bir adımda öğrenilmiyor.

Anne ısrar etmelidir. Çevrenin temizliğinin insanlar ve doğaya saygı bakımından örneklerini anlatmak ve göstermek durumundadır. Diyelim ki kız gene almıyorsa, anne kızının bu konuda yanlış bir yönde olduğunu kafasına not etmeli ve ilerideki etkileşimleri buna göre geliştirmek için ve bu türden etkileşimleri nasıl kuracağına dair planlar yapmalıdır. 

Bu titizlik içindeki bir insan, çocuğuna değerleri öğretmek için çok güçlü fırsatlar yakalayabilecektir.

Kaynak: https://trtr.facebook.com/sosyolognurdoganarkis/posts/610173252477958